Sana veda etmeye gelmedik biz oraya.. O uçağa yürüyerek ve yalnız değil, omuzlarda taşınarak gitmeyi hakettiğin için gelmiştik..
Hani;
Diyorduk ya biz..Bunun için gelmiştik işte.. Formanın hakkını verenleri yalnız bırakmamak için.. Formanın hakkını verenleri sırtımızda taşımak için..
Sen o giydiğin formayı kutsal saydığın için daha ilk günden beridir rakiplerle formanı değiştirmiyorken, sen sahada terine kanını karıştırıyorken, sen o formaya saygısızlık edenlere haddini bildiriyorken, bizimkisi neydi ki senin yaptıklarının yanında sanki..
O anlarda çok daha iyi anlıyor insan.. Ne kadar çok anı yaşanmış.. Ne kadar çok heyecan yaşanmış.. Oynadığın maçlarda neler yaşamışız.. Bire bir görüşmelerden ne hatıralar kalmış aklımızda..
Kahve içmeye geleceğiz dediğimizde evinin adresini vermen, sakatlığını sorduğumuzda İspanyolca-Türkçe-İngilizce karışımı derdini anlatmaya çalışman..
Yaptı yine giderken yapacağını.. Arkadan bağıran taraftarlar soruyordu Lugano'ya; "Nasıl koydun, geçirdin galatasaray'a?" diye.. Eliyle yaptığı o "geçirdim" işaretiydi onun sahadaki yüreğinin özeti.. O anın resmi, o anın tarifi olabilir mi? Tabi o gün Lugano ayrılacak olmasa, yandaş medya o hareketi ne malzeme yapardı ya kendine.. Neyse, konu o değil zaten..
"Bugüne kadar taraftarlardan herkese imza verip, fotoğraf çekinmeye çalıştım, çünkü bende onlardan biriydim." diyebilecek kadar kibirden uzaktı.. En son söylediği o "Allahaısmarladık" sözüydü bizlere dokunan..
Ronaldo'su, Messi'si iyidir güzeldir, Alex'i efsanedir, kralların bir tanesidir ama giderken hiç kimse gözden yaş damlatamazdı be Tota.. Dayanamayıp o son defa Samet'le, Umut'la vedalaşmanı bir köşede izlemenin tarifini nasıl yapayım peki?
Yabancı 1-2 kişi gelmişti yanıma.. Önce görmedikleri için tanımadılar kim olduğunu.. Söylediğimde ne olduğunu merak ettiler.. Ben bizim nasıl suçlandığımızı, bu adamın bizden nasıl ayrıldığını 2-3 cümleyle anlatmama rağmen onların yüzü bile birden değişti anlattığımdan sonra halimizi görüşlerinden.. Bizlerin hali nicedir, varın anlayın..
Yüreğimiz gitti.. Yüreğimizi kopardılar bizden.. Gol attıktan sonra kimse sen gibi o hırsla sarılmayacak arkadaşlarına.. Kimse sen gibi formayı yırtarcasına tribünlere göstererek, "İşte herşey bunun için!" demeyecek.. Belki çok daha iyi oyunculara sahip olacağız gelecekte ama yerin dolmayacak.. Bazıları, insanlarda ayrı bir yere sahiptirler, iz bırakırlar ya hani.. Öyle işte.. Adamlığın tarifi olmaz.. Sende o vardı işte..
Söyleyecek çok şey var ama kilitleniyor insan.. Ama şu var ki, havaalanında giderken bile bizlere gülen Lugano, bu sefer bu gülüşüyle mutlu etmedi bizi.. Bu senin gülüşün değildi be Tota..
Veda sözleri yazmıyorum, yazmayacağım.. Çünkü geri geleceksin.. Ve o gün seni yine sırtımda taşıyacağım.. Bu sefer Samandıra'ya kadar..!
Ve umutlar.. Büyüklüğü, küçüklüğü değil.. Var olması yeterli..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder