Senelerdir orta sahası çok sağlam olan Fenerbahçe'nin forveti yoktu. Sonunda orta sahasında da kırılmalar yaşanıyor, gerçek kanat oyuncuları arıyor hale gelmiştik. Çünkü devşirme kanat oyuncularıyla artık takım oyuncuları kendi görevleri dışında görev üstlenmeye çalışıyor ve sistem oyunu oynayamıyorduk. Haliyle bu transfer döneminde forvet ve kanat oyuncularına yöneldik. Savunmada olan aksaklıklar ilk zamanlarda göze batmıyordu çünkü bitirici oyuncu eksikliği anlamında takımımız resmen açtı ve gereken nokta transferlerin hepsi yapıldı diyebiliriz.
Gelenler
Stoch: Galatasaray'ın elinden aldığımız yazıldı, çizildi ama kulüpten söylenene göre biz Stoch ile Twente maçlarından beridir ilgileniyorduk. Tabi basında Galatasaray adı çıkınca, haliyle bu transfer bizim için bir eğlence haline dönüştü. Biliniyor ki, sağ tarafa Krasic'i istiyorduk. Bense maliyetinden ötürü bir türlü ısınamamıştım ona ve zaten Juventus'ta işi bozmuştu. Bu yüzden Stoch'un alınmasını istiyordum. İsteğiminde gerçek olduğundan ötürü mutluyum açıkçası. Ne kadar taraftar olsakta, isimlere baksakta, fiyat/performans bakımından mükemmel bir oyuncu aldık. Hem genç, hem ihtiyacımız olan bir oyuncuydu. Ayrıca bugüne kadar izlediğimiz maçlarda taraftarlara karşı tutumu ile taraftar ile iç içe olan bir futbolcu izlenimi verdi. Burdan bir hoşgeldin diyoruz Mino*'ya.
Dia: Çok yazıldı, çok çizildi. Birçok kişi inanmak istemedi. Çünkü Dzsudzsak, Krasic, Hazard gibi rüya isimlerden sonra kimsenin izlemediği bir ismin gelmesi gerçekten hayal kırıklığıydı. Biraz araştırıldığında ve eski maçları izlendiğinde, takımındaki en etkili oyuncu bilgilerini ediniyordu herkes ama bir türlü içe sinmiyordu Dia. İlk gözlemlerime göre Deivid'in teknik açısından çok altında olsada, güç ve hız yönünden ondan çok iyi olması, iyi izlenimler uyandırdı bizde. Senelerdir aradığımız hızlı kanat tanımlarına uyan futbolcuları kadromuza dahil ediyorduk. Bunların ortak noktası ise bitiricilik konusuna daha yatkın olmalarıydı. Bu özellik hücum anlamında çok daha etkili olmamızı hedeflememize neden olacaktı. Dia, içerideki Young Boys maçında 81 dakika forma giydi. Sürati ve inatçılığı ile iyi bir izlenim bıraktı ama bu yeterli değildi. Sonrasında gelen sakatlığı ile tam izlenemedi. Burayı bir basamak olarak kullanacağını, açıklamaları ve yaptıklarından anlayabiliyoruz. Yani kulübe maddi anlamda katkı sağlaması beklenen en önemli oyuncu olacak Dia. Kendisine hoşgeldin diyoruz.
Caner: Vederson'un kalmasını istiyordum. Ankaraspor'da iken neredeyse orta sahaya yakın yerlerden şutlar çeker, ortaları ile çok tehlikeli pozisyonlar oluşturur, müthiş oyunlar sergilerdi. Bize gelince bunlardan eser kalmadı ama sol bek sıkıntısının çekildi ülkemizde fazlada maceraya girmek gerekmezdi. Volkan Yaman bir balon gibi şişirilmişti, sonrasında Galatasaray'dan gönderilmişti. Aynı şeyler bu sene Çağlar için yapıldı ve Galatasaray aldı onu. CSKA'nın kadrosunda düşünmediği Caner ise sürpriz bir anda gündemimize düştü ve alındı. Hazırlık kampında, sol bekte gayet etkili oyun sergileyerek, sönmüş bir takımın parlayan yıldızıydı adeta. Yaşı dolayısıylada, güzel bir transfer oldu gibi duruyor şu anda kağıt üzerinde. Maliyetide gayet uygun. Bu yüzden Caner transferine sevineceklerin sayısıda ileride git gide artabilir. Fenerbahçeli Caner'e de hoşgeldin diyoruz.
İlhan Eker: Gençlerbirliği'nde Tomas Doll'un, bu oyuncu kadroya giremez diye onun serbest bırakılmasına izin vermişti. Biz ise gittik onu yedek kadromuza takviye olarak aldık. Taraftarlarca çok iyi bilinen bir oyuncu değildi ne kadar takımında kaptan olsada. Topu iyi kullanan bir stoper söylemlerine karşın, izlediğimiz her maçta vasata bile ulaşamadı. İnanılmaz derecede basit çalım yiyen bir stoperdi. Açıkçası Süper Lig'de böyle oyuncular, Gençlerbirliği gibi takımların as defansı olursa bu zamana kadar ve bu oyuncular kaptan bile olabiliyorsa, Süper Lig'in alacağı çok yol var demektir. Yinede hoşgeldin diyoruz İlhan'a ve kendini bu yaştan sonrada olsa geliştirmesini bekliyoruz.
Mamadou Niang: Forvette birçok oyuncunun adı geçti. Forlan, Nilmar, Gyan vs. Bazılarına inanılmaz derecede karşı çıkıldı, bazıları çok ama çok istendi. Çok para tartışması döndü ortada ama Gyan'ın alındı-alınmadı diye çok sıkı tartışıldığı bir anda Niang haberleri düştü basına ve sonunda Niang ile anlaşıldı. Marsilya'nın gol kralını getirmiştik Türkiye'ye ve seneler sonra bir forvet oyuncusunun ziyafetini izleyecektik. Güçlü, çalım atabilen, süratli ve bitiricilik yönünden usta bir forvetimiz vardı artık. Pierre van Hooijdonk'ta olduğu gibi biraz geç yaşında tanışmıştık golcümüzle ama 3-4 sene tadını çıkarmaya bakacağız en azından. Top 6 pasa geldiğinde bile heyecanlanmaz halde olan bu taraftar, artık top ceza sahası etrafında top takımın forvetindeyken heyecanlanacak duruma geldi. Bunun tarifi nasıl anlatabilir ki? Hoşgeldin yeni takımına Niang.
Yobo: Forvet ve kanat transferlerinden sonra ön libero ve stoper açığı iyiden iyiye göze batmaya başlamıştı. Birçok isim akıllardan geçerken, sürpriz denebilecek bir isim ile anlaşıldı. Kiralık olarak Everton'ın başarılı defans oyuncusu Yobo getirildi. Fiziği ve hızı ile kağıt üzerinde tam olarak ihtiyacımızı görecek bir oyuncu olsada, geçen sene sakatlıktan ve diğer oyuncuların formundan ötürü Yobo'yu kesişinden, bir de formamız altında izlemenin faydası olacaktır. Ayrıca Yobo'nun gelişinden sonra 3'e yükselen siyahi oyuncu sayımızda, takımımızın güç, hız ve mücadele yönünden ne kadar güçlendiğinin bir başka göstergesi oluyor. Hoşgeldin Yobo.
Serkan Kırıntılı: Kaleci Mert iyi bir hazırlık dönemi geçirerek Volkan Babacan'dan formayı kapmıştı ama yeterli tecrübesi olmadığından ötürü bir anda Aykut Hoca ona yüklenmek istemedi. Güveniyordu ama yüklenmemesi, kritik anlarda, kritik hatalara sebep mahal vermek istememesinden dolayıydı ve kulübünden ayrılan Serkan, bedelsiz olarak takımımıza katıldı. Kişisel tercih olarak Mert'in üzerine titrenmesi konusunda biraz daha hassas olsamda, Serkan transferi, yedek bir kaleci transferi olarak iyi transferdir. Umarım başarılı maçlar çıkararak bize katkıda bulunur. Camiamıza hoşgeldin.
Gidenler
Ali Bilgin: Teknik olarak bana göre çok iyi olsada, fizik olarak amatör kümede bile oynayabilecek bir oyuncu değildi. Volkan Yaman ile birlikte sezonun flaş transferleri olarak büyük kulüplere geldiler ama kendilerini geliştirmediler. Sonuçta Kayseri macerası başlamış oldu.
Vederson: Ayrıldıktan sonra yapılacak hamlemizi çok merakla bekledim. Caner gibi genç bir ismin alınması, Vederson'un gidişine zerre kadar üzülmememize sebep oldu. Ankaraspor'da iken çok etkili olan, Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali'nde ve o yola kadar sırıtmadan oynayan ama son dönemlerde iyice taraftarı çileden çıkaran Vederson artık Bursa'da. Sorunsuz ve Türk statüsündeydi ama bu formanın ağırlığını kaldıramayanlardan.
Deniz Barış: Mücadelesine en çok güvendiğim isimdi. Çok çok sınırlı kapasitesi vardı ama şu takımda oynamadığı yer kalmadı ve o kadar tepkiye rağmen çıtını çıkarmadan çalıştı. Ayrıldığında bile Antalyaspor maçından sonra Fenerbahçe için, takımım diye bahsetti, iyi şeyler söyledi. Şampiyonlar Ligi'ndeki başarılı sezonun başında inanılmaz iyi bir performansı vardı ön liberoda. Sonrasında gelen sakatlık, eşinin ölümü vs. çok etkiledi. Giden birçok kişi yaptıklarından ötürü karakteriyle bu formayı haketmemişti ama Deniz ne kadar yetenek konusunda bu takımda yer bulmaması gereken bir futbolcu olsada, karakterinden ötürü, o formanın ağırlığını kaldırabilişinden ötürü, ona sonsuz teşekkürler.
Deivid: 2 şekilde bakıyorum Deivid'e. Futbol seyircisi olarak baktığımda, bizde bulunduğu 4 senenin sadece 1 senesinde doğru düzgün top oynayabilen ve gitmesi Fenerbahçe için çok faydalı bir olay olan Deivid var karşımda. Sözleşme uzatılması bile yanlıştı. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak bakınca, Deivid'in gitmesini ne kadar istesemde, içi burkuk olan bir izleyici olarak kalıyorum. 100. yılımızda takımımızın resmi maçlarda attığı 100. gol, Trabzon'a attığı şampiyonluk golü, Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performans vs. Bunların hiçbiri tarih boyunca unutulmayacak. O yengeç dansları hep hatırlanacak. Her güzel şeyin bir sonu vardır. Güle güle Deivid de Souza.
Önder: Alındığında stoperdi ama biz sağ beke kilitledik Önder'i. İlk zamanlarında gayet iyiydi ve ona güvenebileceğimiz bir oyuncuydu ama gittikçe düşüş gösterdi. Yedek kaldığında çalışıp o formayı kapma fırsatını çok kez yakaladı ama düştü, düştü, düştü. Yolu Kayseri'ye gitti şimdide.
Volkan Babacan(Kiralık): Kendisini küçük yaşlarından itibaren takip ederim. Milli Takım'ın alt seviyelerinin neredeyse tamamında forma giydi. İyide performans gösterdi çok kez ama bu formanın ağırlığını, şöhreti kaldıramadı. Dönmesini istemiyorum çünkü Fenerbahçe'nin yenilgisinden sonra koluna 3-5 kız takıp kahkahalarla evine giden bir oyuncu istemiyorum. Zaten performans olarakta kendi yeteneklerini kullanamayarak geliştiremedi ve geriye gitti sürekli. Bu saatten sonrada pek faydalı olacak gibi gözükmüyor.
Nitekim, hareketli ama verimli bir transfer sezonu geçirdik. Güiza, Bilica, Selçuk gibi istenmeyen oyuncular takımımızda kalsada Aykut Kocaman devriminin ilk adımları başarılı bir şekilde gerçekleşti. Darısı diğer transfer dönemlerinin başına.
*Stoch'un lakabı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder